Kuyucaklı YUSUF
Sabahattin Ali’nin
kaleminden psikolojik tahliller içeren bir Anadolu romanı olan Kuyucaklı Yusuf MEB onaylı 100 temel eser arasındadır. İçinde Anadolu’nun
fakirliğinden, ezilmişliğinden, özentisinden, dönemin devlet-eşraf ilişkisinden
ana kahramanın yiğitliğinden, cevvalliğinden bol bol kesitler sunar. Yaşadığımız
coğrafyada paranın ve gücün, her şeyin önüne geçtiği gerçeğini bir kez daha
yüzümüze tokat gibi vurur.
Kuyucaklı Yusuf
köy-kent arasında hayat bulan bir eserdir. Köy ve kent arasındaki farklılıkları,
bürokrasi ve zengin olmanın bazen dürüst olmaktan daha güçlü olduğu ironisini yansıtır. Sabahattin Ali’nin kaleminden alışık olduğumuz üzere dili
oldukça sürükleyicidir.
Sene 1903, Osmanlı
İmparatorluğu için zor yıllar. Aydın’ın Kuyucak köyünde yaşanan bir cinayeti
soruşturma üzere ilçeye giden Kaymakam Salahattin Bey, soruşturma sırasında
annesinin ve babasının eşkıyalar tarafından öldürülmesine tanık olan küçük
Yusuf ile tanışır. Yusuf o zaman 9 yaşında ama yaşından beklenmeyecek ölçüde
olgun yiğit bir çocuktur. Kaymakam Salahattin Bey küçük yaşta yetim kalan Yusuf’un haline çok acır ve evlatlık
olarak onu evine götürmeye karar verir.
Kaymakam’ın eşi Şahinde
Selahattin Bey’den 15 yaş küçüktür. Şahinde parayı pek seven bir yurdum insanıdır.
Kendinden beklendiği üzere Yusuf’un eve gelip yerleşmesi Şahinde’yi mutlu
etmez. Şahinde Yusuf’u istemese de Selahattin Bey’in baskısı sonucu kabullenmek
zorunda kalmıştır.
Selahattin Bey’in
Muazzez isminde bir kızı vardır. Muazzez ve Yusuf çok güzel bir çocukluk
geçirirler. Bütün çocukluklar güzel değil
midir zaten?
Kaymakam Bey’in Edremit’e
tayin olması ile hayatlarında yeni bir sayfa açılır. Yusuf büyür ve özü sözü
bir delikanlı olur. Mahallenin zengin ve ahlaksız olan çocuklarından Şakir ile kavgası
Şakir’in Yusuf için kıymetli olan kardeşi Muazzez ile evlenmek istemesi ile
sonuçlanır. Şahinde bu zengin aile ile olacak evliliği duyunca çok sevinir ama Selahattin
Bey Şakir’le Muazzezi münasip bulmaz.
Selahattin Bey’in kumar
borçları karşılığı Muazzez’in Şakir ile evlenme isteğini içinden çıkılmaz bir
hale sokar. Yusuf buna engel olmak için arkadaşı Ali’den borç alarak bu zoraki
evliliğe mani olur. Yusuf, Muazzez’in Ali ile evlenmesini ister ya Muazzez?
Şakir intikam için
Ali’yi düğünde vurur ancak zenginlik adalet terazisinde yine ağır basar. Şakir,
Şahinde’yi yanına alarak tekrar Muazzez ile evlenmek ister. Bu durumun farkına
varan Yusuf Muazzezi kaçırarak evlenir. Babasının yanında Kaymakamlıkta işe
başlar.
Çok geçmeden Salahattin
Bey ölür. Bu ölüm sadece bir ölüm değil aynı zamanda Yusuf için Kaymakam
Babanın nüfuzunun da sona ermesidir. Yeni gelen kaymakam eşrafın zenginliğinin
tesirinde kalır ve ne isterse yapar. Şakir’in yönlendirmesiyle Yusuf masa başı
işinden uzaklaştırılarak köy köy gezeceği başka bir işte çalışmaya başlar.
Yusuf’un gezmeleri uzun
sürer ve o evde yokken eski varlıklı günlerin özlemini duyan Şahende bürokrat
ve eşrafların evlerindeki içki âlemlerine katılmaya başlar. Yoksulluğun
pençesinde kıvranan Muazzez annesinin baskılarına daha fazla dayanamaz ve âlemlerin
bir parçası olur.
Kendi evlerinde de bu
tür bir âlem düzenledikleri gece hiç beklemedikleri bir şekilde Yusuf gelir. Gördüğü
manzara karşısında şok geçiren Yusuf rastgele sağa sola ateş açar. Muazzezi
alıp atına atarak kaçar ancak yolda Muazzezi de istemeyerek vurduğunu anlar.
Karısını gözyaşları
içerisinde gömer ve atını dağa sürer...
Osmanlı’nın son
dönemlerini yansıtan romanda, adalet sistemin aksaklığı, eşraf-bürokrat
ilişkisinde dengelerin kaybolduğu net bir biçimde anlatılır. Yusuf gibi bir
delikanlının ailesine sahip çıkamadığı na da hüzünlü gözler şahit olur.
Kuyucaklı Yusuf'u bir solukta okuyacağınıza eminim. Pişman olmayacaksınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder